Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar
Şizofreni psikiyatrinin en gizemli hastalığıdır. Yüzlerce yıldır tanınmasına ve yüz yılı aşkın süredir üzerinde çalışılmasına karşın gizemi tam olarak çözülememiştir. Bununla birlikte geçen yüzyıl içinde şizofreniyi etkin biçimde tedavi eden antipsikotik ilaçlar keşfedilmiştir. Halen de bu ilaçlara yenileri eklenmektedir.
Şizofreni belirtilerini kabaca pozitif ve negatif belirtiler olmak üzere ikiyi ayırabiliriz. Pozitif belirtiler normalde olmayıp hastalık durumda ortaya çıkan belirtilerdir. Örneğin kaynağı olmayan sesler duyma, olmayan nesneleri ya da kişileri görme, dokunsal, tat ve koku şekilde algı bozuklukları yaşamak, insanların kendisine kötülük yapmak istediğine, takip ettiğine inanmak ve benzeri hezeyanlar bu pozitif belitiler içinde sayılabilir.
Negatif belirtiler ise normalde olup hastalık durumunda olmayan işlev kayıplarıdır. Örneğin hasta kişi kendiliğinden bir eyleme başlamaz, evden çıkmak istemez, kişisel bakımını ihmal eder, konuşmaz, düşünce içeriği yoksullaşır.
Genellikle şizofreni hastaları kendiliğinden tedaviye başvurmaz. Kimi zaman yakınlarının zorlaması ya da teşviğiyle tedaviye getirilirler. Yakınlarının desteği çok önemlidir. Bizim gibi akrabalık bağlarının, sosyal bağların güçlü olduğu ülkelerde şizofreninin çok daha iyi seyirli olduğu söylenmektedir.
Eğer şizofreniden şüphelendiğini düşündüğünüz yakınınızı psikiyatriste getirmek istiyorsanız, tavsiyem hastayı kandırmadan kendisini doktora götürmek istediğinizi söylemenizdir. Kandırma girişimleri hastanın size olan güvenini iyice kaybetmesine yol açar. Eğer yataklı bir servisi olan bir hastaneye götürüyorsanız, hastayı zorla götürmek eğer yatış sağlanabilirse sonuç verecektir. Ancak eğer özel muayenehaneye götürüyorsanız hastanın zorla değil, mutlaka ikna edilerek götürülmesi gerekir. Çünkü özel ofisinde bir psikiyatrist acil müdahalede bulunamayacaktır.