Blog

İzmir Ulusal Psikiyatri Kongresi’nden: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde Nörofeedback ve Diğer Alternatif Tedaviler

2018 Ekim ayında İzmir’de yapılan 54. Ulusal Psikiyatri Kongresi’nden dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavisinde nörofeedback kullanımıyla ilgili güncel bilgilerin gözden geçirildiği bir sunuma katıldım. Nörofeedback yönteminin çocuk psikiyatrisindeki birçok bozukluktaki etkinliğiyle ilgili en yeni araştırmaları içeriyordu sunum. Nörofeedback yöntemi son yıllarda birçok şehirde en merkezi yerlerde büyük tabelalarla reklamı yapılan bir yöntem.

Nörofeedback, beyindeki uyku, uyanıklık, zihinsel aktivasyon durumlarında ortaya çıkan delta, alfa, teta, beta dalgalarının EEG benzeri bir araç ile saptanmasına dayalı bir yöntem. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bir hastada, dikkatin dağılmasına işaret eden bulgular elde edildiğinde bir ekrandan geri bildirim veriliyor hastaya. Örneğin bir film seyrederken eğer dikkat bozulursa görüntü bulanıklaştırılıyor, dikkat düzeldiğinde görüntü düzeltilerek pozitif pekiştireç uygulanıyor.

Nörofeedback yönteminin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda kullanımıyla ilgili yayınların çoğu vaka bildirimlerinden ibaret. Psikiyatride vaka bildirimleri en zayıf kanıtlar arasında kabul edilir.

Çok az sayıdaki bazı çalışmaların bir kısmında hastalar eş zamanlı olarak ilaç da kullanıyorlar. Bazı çalışmalarda da plasebo yani yalancı nörofeedback uygulanan vakalarda da düzelme olduğu gösterilmiş. Plasebo kontrollü standart protokoller uygulandığında etkinliğinin olmadığı şeklinde sonuçlandırılıyor bu sunum.

Üstelik hiç yan etkisi olmayan bir yöntem de değil. Epileptik nöbet, anksiyete, yorgunluk, uyku sorunları, baş ağrısı, irritabilite (kolay sinirlenme), manik belirtiler gibi hiç de hafif sayılmayacak yan etkiler bildirilmiş bazı çalışmalarda.

Diğer bir olumsuzluk da 4-6 ay gibi bir süre gerektiriyor olması vadettiği sonuçları gösterebilmesi için. Oysa ilaç tedavileri oldukça hızlı bir şekilde etkisini gösteriyor.

Dehb’de diğer alternatif yöntemlerde de randomizasyon sorunları başta olmak üzere nörofeedback araştırmalarındakine benzer yöntemsel sorunlar var. Randomizasyon yöntemin etkinliğinin ispatlanabilmesi için deneklerin rastlantısal bir şekilde iki gruba ayrılması anlamına gelir. Bir tedavi tekniği etkin bile bulunsa, bu araştırma sonucunun değerli bir kanıt sayılabilmesi için randomizasyon çok önemli bir yöntemsel uygulama.

Oldukça pahalı olan bu yöntemlerin piyasada tanıtımını yapan şirketler araştırmanın yöntemini sorgulamadan positif sonuçları göz önüne seriyorlar. Oysa psikiyatride kullanımı ABD’deki FDA (Food and Drug Administration) gibi devletlerin ilaç kullanımına onay veren kuruluşları halen kullanmakta olduğumuz ilaçları yeterli çalışma yapılmadan onaylamıyorlar.

Sonuç olarak bugün itibariyle ister nörofeedback isterse diğer alternatif yöntemler (egzersiz, diyet uygulamaları, vitaminler, omega-3, mineraller vs.) hali hazırda birinci, ikinci hatta üçüncü sıra tedaviler arasında bile sayılamazlar.

Bu yazı yorumlara kapanmıştır.

İzmir’de Boşanma Avukatı Arayanlara Kapital Hukuk’u Tavsiye Ediyoruz

Bir psikiyatri sitesinde boşanma avukatı hakkında bir yazının bulunmasını garip bulabilirsiniz. Belirtmeliyim ki çift …

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun tarihçesi.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun Kısa Tarihçesi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu İcat Edilmiş Bir Hastalık mıdır? Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu …

Nasıl psikiyatrist olunur?

Nasıl psikiyatrist olunur? Nasıl terapist olunur? Psikoterapi Eğitimi.

Üniversite sınavına hazırlanan bazı lise öğrencileri bana nasıl psikiyatrist olunacağını soruyorlar. Öncelikle …